30 Mayıs 2012 Çarşamba

Yurt sordu: Neden susuyorsunuz?

Sol muhalif gazetelerden Yurt, sert manşetlerle Erdoğan'ı ve AKP iktidarını eleştirmekten çekinmiyor.


Yurt Gazetesi, AKP'nin 27 Mayıs 2012'de yapılan İstanbul il kongresinde Recep Tayyip Erdoğan'ın gazetecilere 'tasmalı' (köpek) diye hakaret etmesi üzerine, 29 Mayıs 2012 tarihli sayısının manşetinde "Görülmemiş Rezalet" başlığını taşıyan bir sert bir eleştiri yayınlamıştı. Genel yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın imzasını taşıyan yazı,  "Nezaketinizi takının Sayın Başbakan!" uyarısıyla başlıyor ve böyle bir tutumun darbe dönemlerinde bile görülmediği vurgulanıyordu. Merdan Yanardağ'ın dikkat çektiği ilginç noktalardan biri de şuydu: "Başbakan'ın bu ağır sözleri karşısında Yurt ve Cumhuriyet dışında dün yayınlanan gazetelerin hiçbirinde bu konuda tek satır yoktu."
Gerçekten de birkaç gündür en azından Aydınlık ve Sözcü gazetelerinin bu konuda bir tepki vermesi beklenirdi, ama hiçbir şey göremedik. 
Yurt Gazetesi, konuyu bugün de manşetine taşımış ve "Neden susuyorsunuz?" diye sormuş. Merdan Yanardağ'ın Türk demokrasi ve basın tarihinde yer alacak önemdeki yazısında vurguladığı gerçekler, bugün de yinelenmiş. Yurt'a göre bu sessizlik, AKP'nin yarattığı korku rejiminin derinliğini gözler önüne sermişti. 

RTE bir gazeteciyi daha işinden etti...


Haftalık mizah dergisi Uykusuz'un 29 Mayıs 2012 tarihli kapağında  Uludere ve kürtaj açıklamaları nedeniyle Erdoğan hicvediliyor.


Şafak yazarı Ali Akel 25 mayıs tarihli "Özür açıklanmaz dilenir" başlıklı yazısında Uludere konusunda Başbakan Erdoğan ve hükümet üyelerinin tavrını sert sözlerle eleştirmiş, yazısını "Bir şey söyleyecekseniz doğrusunu söyleyip, gereğini yapın. Ya da ebediyete kadar susun. Allah aşkına, susun!.." diyerek bitirmişti.
Ali Akel bugün Twittersayfasından bu yazısı sonrasında Yeni Şafak gazetesi ile yollarını ayırmak zorunda kaldıklarını açıkladı.
YOLLARIMIZ AYRILMAK ZORUNDA KALDI
İşte o açıklama:
"Yeni Safak'taki son yazilar uzerine gazetem ile yollarimizi ayirmak zorunda kaldik. 16 yıl... Muhabirlik, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü ve son beş yıldır da Washington temsilciliği.. 16 yıl boyunca, yüklendiğim tüm bu görevlerden onur duydum, onurla yerine getirdim.
ZOR ZAMANLARDA YAZMANIN BEDELİ VARDIR
Yuvamdan ve arkadaşlarımdan ayrı bırakıldığım için üzgünüm, ancak vicdanım rahat. Hepsini anlıyorum. Patronlarımı, yayın yönetmenimi, kardeş bildiğim çalışma arkadaşlarımı, hepsin ni anlıyorum. Çünkü, zorzamanlar vardır ve biz bugün her zaman olduğundan daha da zor bir dönemden geçiyoruz. Böyle dönemlerde konuşmanın, yazmanın bedeli vardır. Birileri her zaman bu bedeli öder. Bugün, bu bedeli ödediğim için de onur duyuyorum. Çünkü yanlışı değil, doğruyu söylediğime inanıyorum. Nerede olursak olalım, kime çalışıyor olursak olalım, hangi düşünce dünyasına ait olursak olalım.. Doğru değişmez, her yerde söylenmeli ve yazılmalı.