21 Nisan 2012 Cumartesi

Erdoğan'a BOP soruları...
















CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, TBMM Başkanlığı'na, BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
"Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak başlattığı, daha sonra buna yeni coğrafyalar ekleyerek, Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOP) olarak revize ettiği Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı yeniden şekillendirme projesine Türkiye olarak 'eş başkanlık' yaptığımızı çeşitli demeçlerinizde ifade ettiniz" diyen Tarhan, Başbakan'a şu soruları yöneltti:
"Bu 'eş başkanlık' görevi hangi uluslararası anlaşma ile Türkiye'ye verilmiştir?
BOP ve GOP için eş başkanlık görevleri, hangi tarihlerde ve nerelerde gerçekleşen toplantılar sonucunda karara bağlanmış ve hangi sözleşme sonucunda Türkiye'ye verilmiştir?
Türkiye, BOP veya GOP eş başkanlığı için Amerika Birleşik Devletleri'ne hangi taahhütlerde bulunmuştur?
ABD, BOP veya GOP eş başkanlığı için Türkiye'ye hangi taahhütlerde bulunmuştur?
Eş başkanlık görevi verilirken, BOP ve GOP projelerinin tarafınıza açıklanan amaçları nelerdir?
Türkiye'nin 'eş başkanlık' görevi çerçevesinde yükümlülükleri nelerdir? Bu yükümlülüklerden hangisini yerine getirdiniz?
ABD ve Türkiye arasında BOP veya GOP için bir anlaşma söz konusu ise, bu anlaşma neden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayına sunulmamıştır?
Türkiye, 'eş başkanlık' görevi çerçevesinde bugüne kadar hangi faaliyetleri yürütmüştür?
Malatya Kürecik'te kurulan füze kalkanı, BOP ve GOP eş başkanlığının bir gereği midir?
Türkiye'nin, Suriye'de iç savaşı kışkırtması ve barış yerine savaşı zorlamasının nedeni BOP/ GOP eş başkanlığını yürütüyor olmamız mıdır?
ABD ve Türkiye arasında BOP veya GOP için bir anlaşma söz konusu değil ise, Türkiye'nin 'eş başkanlığı'nı iç hukukumuz açısından nasıl izah ediyorsunuz?
Hükümetinizin iç ve dış politikaları, Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projeleri doğrultusunda mı şekillendirilmektedir?
Türkiye'nin ulusal çıkarlarının, Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projeleri eş başkanlığı görevi ile çelişmesi durumunda nasıl bir tutum izliyorsunuz?
Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Ortadoğu Projesi veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'ne körü körüne bağlılığın, Türkiye'yi uçuruma sürüklediğinin ve söz konusu projelerin Türkiye'nin yeniden dizaynı ve bölünmesine hizmet edeceğinin farkında mısınız?" (Cumhuriyet, 20 Nisan 2012)

Ahmet Hakan dümeni tamamen AKP'ye kırdı

Ahmet Hakan'ın bu yazısı, tuhaf dürüstlük anlayışına bir örnek oluşturuyor.




28 Şubat yargılamaları karşısında, sanki bu ülkede doğru dürüst işleyen bir hukuk sistemi varmış gibi zil takıp oynayan Ahmet Hakan, hızını alamamış görünüyor. 20 Nisan 2012 tarihli Hürriyet'teki yazısında AKP'lilerin bile araya mesafe koyduğu içişleri bakanını programına davet edip "aklamayı ve itibar kazandırmayı" önerecek kadar kendinden geçmiş. Hele CHP'li yöneticiler ilmihal okumayı da içeren bazı önerilerde bulunması ve dini tartışmalar konusunda akıllar vermesi yok mu, "kendini aşmak" diye buna denir. 
Ahmet Hakan'a sormak gerek: Namazdan çıkıp cami önünde siyasal propaganda toplantısı yapan R. T. Erdoğan'ı bir kez bile eleştirmek aklına geldi mi? Dinin siyaset meydanında ne işi var? Türbanı bayrak gibi kullananlara karşı şimdiye kadar bir tek kelime etmiş mi? Kadrolaşma, güdümlü yargı, büyük rant dağıtım konularına kaç kez değinmiş? 
Hayır, bunların hiç birini yapmadığı gibi, AKP'nin ne kadar karanlık, tedirgin edici uygulamaları varsa onları aklamaya, savunmaya girişti. Yazılarında her gün bir örneğini görmek mümkün. Son günlerde AKP ve Cemaat kesimine yolladığı gülücük çiçekleri iyice artırdı. 
Nedeni? Hürriyet'in Ülker Grubu'na satılacağı konuşuluyor. R.T. Erdoğan "Ya benim olursun ya da kara toprağın!" diyerek Hürriyet'i gözüne kestireli çok oluyor. Milliyet'i, Vatan'ı düşürdü. Uzanlar'ın Star'ını güvenilir ellere teslim etti. Radikal zaten gönüllüydü, yönetimine cemaatten birini getirerek işi iyice sağlama aldı. Şimdi sırada Hürriyet var. Muhalif yazarlar birer ikişer gönderiliyor. En son Özdemir İnce'ye kapı gösterildi.Bu durumda Ahmet Hakan'ın yaptığı, yerini sağlamlaştırmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Ancak, boşuna uğraşıyor. İşte buraya yazıyoruz. O da gönderilecek. En ufak bir eleştiriye katlanamayan bir kesimde barınabileceğini sanıyorsa, onları hiç tanımamış demektir. 





İki yandaşın tuhaf polemiği

R. T. Erdoğan'ın basın danışmanıyken görevden alınan ve Aydın Doğan'ın gazetelerinden Radikal'e köşe yazarı yapılan Akif Beki ile CIA ve Cemaat tetikçisi Taraf gazetesi yazarlarından Emre Uslu arasında son günlerde garip bir polemik başladı. ABD'de yaşayan Emre Uslu, Türkiye'ye dönerse R. T. Erdoğan'ın kendisini tutuklatacağını, bu duyumun kaynağının da Akif Beki olduğunu iddia eden yazılar kaleme almış, bu da Beki efendiyi pek kızdırmış. "Kara propaganda imalatçısı, sureta kara propagandaya maruz kalmaktan şikâyet ediyor. Uyanıklığa bakın; yavuz hırsız, ev sahibini bastıracak. Vay açıkgöz vay!" dedirtecek kadar öfkelendirmiş. 


Aslında bu olay Cemaat - Tayyip kavgasının devam ettiğini ve her an bütün azametiyle ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Cemaat, Emre Uslu aracılığıyla Tayyip'i rahatsız etmek, kontrolün kendisinde olduğunu hatırlatmak istiyor. 
Anlayacağınız, bu kavga burada bitmez!


Bu polemiğin ayrıntıları için tıklayın