23 Nisan 2012 Pazartesi

Avukata gerek yok, az sonra mahkemeye de gerek yok!




AKP iktidarından ÖGM’lerin karar almasını sağlamak için yeni icat: Avukat olmadan karar vermenin önü açılıyor
Balyoz avukatlarının direnişinden sonra Mahkeme ile Adalet Bakanlığı arasında temaslar başladı. Mahkemenin, avukatlar olmadan da karar verebilmesi için gerekli yasa değişikliği için çalışmalar başladı

Mahkemelerin avukatlar olmadan karar vermesinin önü açılmaya çalışılıyor. Yasada yapılacak değişiklikle muvazzafların “hükmen tutuklu” hale getirilmesi ve re’sen emekli edilmeleri planlanıyor. AKP iktidarının bu uygulaması, Balyoz davasında yaşanan avukat boykotunun ardından geldi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Balyoz davasında, “Delillerin incelenmesi ve soruşturmanın genişletilmesi” aşaması atlanması, sert tepkilere neden olmuştu. Avukatlar, savunma hakkının hiçe sayıldığını belirterek cübbelerini çıkartmış ve duruşmayı terk etmişti.
Mevcut yasa zora soktu
Avukatların bu tepkisi, Mahkeme’yi zora soktu çünkü Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 188’inci maddesinde, şöyle deniyor: “Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu avukatlığı kabul ettiği hâllerde avukatın hazır bulunması şarttır.” Yasaya göre avukatların çekilmesi halinde yargılama yapılamayacağı için mahkeme barodan avukat istemek zorunda. Baro avukat tayin edinceye kadar da yargılamanın sürdürülmesi yasal değildi.
CMK’nın 188. maddesinde değişiklik
Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, avukatların direnişinden sonra mahkeme ile Adalet Bakanlığı arasında temaslar başladı. Adalet Bakanlığı yetkililerine durum anlatıldı ve CMK’nın 188. maddesinde değişiklik yapılması istendi.
Bu görüşmeden sonra Adalet Bakanlığı’nda çalışmalar yoğunlaştı. TBMM Adalet Komisyonu’ndaki AKP milletvekilleri ile de temas kuruldu. Avukatlar olmadan da yargılamanın önünün açılması ve karara gidilmesini sağlayacak yasal değişiklik için düğmeye basıldı.
YAŞ’a yetiştirilecek

Kulislerde Balyoz davasında yargılanan muvazzaf askerlerle “emekli olmaları halinde serbest bırakılacaklarına” ilişkin teklif yapıldığı konuşuldu. Ama muvazzaf askerlerin, “Emekliliği kabul etmenin suçu kabullenmek anlamına geleceği” gerekçesiyle buna karşı çıktıkları bildirildi. Aydınlık’a bilgi veren kaynaklar, “Bunun üzerine resen emekli edilmeleri gündeme geldi. Bunun için tutuklu muvazzaflar hakkında mahkemeden karar çıkması ve ‘hükmen tutuklu’ hale getirilmesi planı devreye sokuldu. Bu şekilde Ağustos ayında toplanacak YAŞ’da tutuklu muvazzaflarla ilgili karar verilmesi ve resen emekli edilmesinin yolunun açılması düşünüldü. Tutuklu muvazzafların TSK’dan bu yolla tasfiye edilmesi hedeflendi” dediler. Bazı hukukçular ise Askeri Ceza Kanunu’nda resen emekli edilme koşullarının belli olduğunu, Balyoz davasından yargılananların “hükmen tutuklu” hale getirilmesinden sonra YAŞ’da resen emekli edilmelerinin “hukuku zorlama” olacağını bildirdiler. (Aydınlık, 12 Nisan 2012)