18 Haziran 2012 Pazartesi

Akıllara durgunluk veren kadrolaşma



18 Haziran 2012 tarihli Yurt gazetesinin manşetinde yer alan haber, AKP hükümetinin kadrolaşma konusunda hiçbir hukuk ve ahlak kuralını tanımadığını bir kez daha belgeliyor. Haber şöyle:


İktidarın yargıdaki kadrolaşması tüm hızıyla sürüyor. Yüksek yargıya iktidarın hoşuna giden yargıçların atanmasının ardından bu kez AKP'li veya cemaatçi avukatların yargıçlığa ve savcılığa geçmeleri için 'adrese teslim sınav' düzenlendiği saptandı. AKP'li Merzifon Belediye Meclisi üyesi ve eşi sınavda birinci ve ikinci oldu. Birincilik sınavdan 12 gün önce yazıldı ve doğru çıktı. CHP Konya milletvekili Atilla Kart, sınav sorularının önceden adaylara verildiğini iddia etti. 


Sonucu önceden belliydi
Adalet bakanlığı tarafından düzenlenen, skandallarıyla ünlü Ölçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan "2012 Adalet Bakanlığı Avukatlar için Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Sınavı" 6 Mayıs 2012'de gerçekleştirildi. Avukatlar arasından hakimlik ve savcılığa geçmek isteyenler arasında yapılan sınava 1758 kişi başvurdu. Bunlardan 1589'unun başvurusu kabul edildi. Sınav sonuçları 30 Mayıs 2012'de açıklandı. 
Milliyet yazar Melih Aşık'ın köşesinde yer alan bilgilere göre; sonuçların açıklanmasından tam 13 gün önce, internette "Razmoni" rumuzlu bir kişi, sınavı 250 - 300 kişinin kazanacağını, hiçbir sorunun iptal edilmeyeceğini ve birincinin Ahmet Kahraman olacağını yazdı. Sınavda Razmoni'nin belirttiği gibi Avukat Ahmet KAhraman 93.5 puanla birinci, Merzifon Belediye Meclisi üyesi olan AKP'li eşi Atanur Nalan Kahraman da 93.2 puan ile ikinci oldu. 271 kişinin başarılı olduğu sınavda avukat olan Mehmet ve Maviye Keleş çiftinin de peşpeşe dereceye girmesi dikkat çekti. Maviye Keleş 16, Mehmet Keleş ise 17. geldi. 


"Sorular servis edildi"
Konuya ilişkin olarak Meclis'te bir basın toplantısı düzenleyen CHP Konya milletvekili Atilla Kart, Avukatlık Mesleğinden Yargıçlık ve Savcılık Mesleğine geçiş Sınavı'nda yapılan adaletsizliklerin, hukuksuzlukların insaf tanımaz boyutlara ulaştığını belirtti.


Bu haberde bir nokta daha size şaşırtıcı gelmiş olmalı. Sınavın iptali için ilgili bir mahkemeye başvuru yapılıp yapılmadığı belirsiz. Herhalde yapılmamış. Hangi savcı ve hangi mahkeme böyle bir davayı kabul eder ki? 

Gülen ve Erdoğan'a: Dürüst olun!

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ABD’de yaşayan Fetullah Gülen’i eleştirdi ve 'siyasetinizi namusluca yapın' çağrısında bulundu.  

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, ABD’de yaşayan Fetullah Gülen’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çağrısına olumsuz yanıt vermesiyle ilgili olarak “Yol temizliğini daha derin yapın ki, dönebilelim buyurmuşlar. Her darbe dönemi kıvrak tavrı ile bilinen bu politikaya çok meraklı hizmet erbabı artık bir parti kurmalı. Yüreğiniz varsa çıkın ortaya ve kimseye yaslanmadan yapın siyasetinizi namusluca” çağrısı yaptı.

Tarhan , yaptığı yazılı açıklamada “İkamet ettikleri çok eyaletli ülke, yaşadıkları refah ve koruma kalkanları ile haklarında bir fikir yürütmemizi sağlayan birileri, ‘bizde hizmet etme aşkından başka bir şey yok’ diyen birileri, hizmetin ardında saklanan kudret arzusunu, hizmet ettiğini söyleyenin efendi olabilme hırsını biz göremiyoruz zannetmişler” dedi. Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başbakanın davetine huzursuzlanıp ağlayarak, ‘Ülkede başımıza türlü haller gelebilir, dönemeyiz’ demişler. Yani temizlik harekatını hızlandırın ki, yol temizliğini daha derin yapın ki, dönebilelim buyurmuşlar. Dikensiz gül bahçesi muhalefetsiz bir hizmet sektörü mesajları ile yine bizi bizden almışlar. Her darbe dönemi kıvrak tavrı ile bilinen bu politikaya çok meraklı hizmet erbabı artık bir parti kurmalı diyorum. Kim olduğunu, kimlerle işbirliği içinde olduğunu halka anlatmalı, meydanlarda söyleyeceği ne varsa söylemeli. Söylemeli ki, halkımız da kimlerle muhatap olduğunu bilsin. Hem, görmüyor musunuz artık özel yetkili gazetecilerle, ses kayıtlı medya linçleriyle yapılan siyaset kabak tadı veriyor. Özel yetkili mahkemelerle gözdağı vererek nereye kadar götürebilirsiniz bu işi, muhalifleri tek tek yok edemezsiniz ya. En az 3 olmayabilir ama bizim de çocuklarımız var. Silivri’ye kapatmakla bizi tüketemez, ancak mücadeleyi bayraklaştırırsınız. Biliniz ki, korkaklar kapı arkasından siyaset yapar, her eleştiriye kasetle cevap verme yüreksizliğini gösterir. Siz böyle değilseniz, yüreğiniz varsa çıkın ortaya ve kimseye yaslanmadan yapın siyasetinizi namusluca.”

Tarhan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla ilgili “Bizde koltuk kavgası yok” sözlerini de eleştirdi. Tarhan,“Çünkü bütün koltukları ben dizayn ederim. Cumhurbaşkanlığı koltuğunu da koltuktan saymam zaten ben başkanlık koltuğu isterim, demiş aslında. Sadece benim kendim için koltuk isteme ve koltukları dağıtma hakkım var başkaları hiç heves etmesin, seslerini kesip otursunlar, demiş. Yazık ki ne yazık” dedi. Önceleri hiç olmazsa “kendim için bir şey istiyorsam namerdim” deme inceliğini gösterenler bulunduğunun altını çizen Tarhan, “Hem öte dünya hem fani dünya nimetlerine pek meraklı Başbakan, sen çıkıp, bu yürekliliği gösterebilir misin? Çıkıp bize diyebilir misin ki, benim koltukta gözüm yok, başkanlık koltuğunu kendim için istiyorsam namerdim? Üçüncü dönemden sonra kimseyle koltuk kavgam olmayacaktır? diyebilir misin? Bekliyoruz.” açıklamasını yaptı. 

(Cumhuriyet, 18 Haziran 2012)