Yandaş gazeteler okulda ve devlette başörtüsü için bastırıyor, bütün güçleriyle propaganda yapıyorlar. Bu dönemin her an bitebileceğinin farkındalar. Geri dönüş eşiğinin aşılması için tam gaz bastırıyorlar. İşte cemaatin gazetelerinden Bugün'ün manşeti:
Gazete başörtüsü ajitasyonu yaparken, yan sütunda da 28 Şubat sürecine 'çakmayı ' da ihmal etmiyor. Zaten ikisi beraber gider. Din düşmanı olarak gördükleri askerlere bir tokat ve en ağdalısından başörtüsü ajitasyonu. Oysa, bu dinciler, varlıklarını orduya borçlu değiller mi? 2. Dünya Savaşından sonra başlayan soğuk savaş ve anti komünizm süreciyle birlikte her fırsatta ve her yerde solu ezen ordu, bunların önünü açmadı mı?
Yine cemaatin gazetelerinden Taraf'ın manşetinde de aynı ajitasyon ve propaganda görülüyor. Gazete sayfanın üst bölümünde askere 'çakıyor' ve göbek kısmında başörtüsü ajitasyonu yapıyor.
28 Şubat yargılamalarını son kırıntısına kadar sömürmeye kararlı olan Taraf yönetimi, kendilerini yaratan orduya bu şekilde büyük bir haksızlık yapmış olmuyor mu? |
Gazetenin göbek kısmı ise, başörtüsü ajitasyonuna ayrılmış:
Yeşilçam filmlerinden alınmış bir repliğe benzeyen bu manşet çok ilginç. Taraf'ın çoğu manşetinde olduğu gibi bunun da her yerinden yalan ve sahtekarlık akıyor. Üniversitelerde başörtüsü yasağı diye bir şey kaldı mı? A. Gül'ün iki oy alanları bile atadığı üniversite rektörleri sayesinde, bu saçma yasak fiilen kalkmadı mı? Ancak, manşeti asıl ilginç yapan, hemen solundaki haber. Orada, İstanbul Şehir Tiyatroları'nın sanat yönetimine el koyan belediyeye bir sesleniş var, daha doğrusu, Ayça Şen imzalı bir yazının bir bölümünden spot yapılmış. "Hükümet sanata karışmamalı" manşetiyle sunulan spot şöyle: "Ben o AKP ne yaparsa tukaka diyen insanlardan değilim, bilakis demokrat olanlardanım... Akıllıca davranarak dikta ile demokrasi ayrımında kafa karışıklığı yaşayan hükümete, bildiği konularda iyi olduğunu, fakat kültür ve sanata karışmaması gerektiğini anlatmalıyız." Bakın, işte can alıcı nokta, bu başörtüsü denen şeyin rejimi budur. Sanata da karışır, size de karışır. O rejimin en başta gelen özelliği, her şeyi kendi kafasına göre düzenlemektir.