Murat Belge'den bahsediyoruz. Gülünç bir adam olduğu iyice ortaya çıktı. Belki 1970'li yıllardaki çevirileri ve 1980'li yıllardaki insanı güldüren kültür yazılarıyla kalsa, iş buraya varmayacaktı. Fakat nasıl olduysa bir misyon adamına, bir toplum önderliğine girişti ve o zaman, ağaca çıkan maymunla ilgili atasözünün kehaneti gerçekleşti.
Şurası bir gerçek ki, bütün gücünü bir ulusun ne kadar faşist, ne kadar militarist, ne kadar ırkçı ve ne kadar kötü olduğunu göstermeye adayan biri ne aydın olabilir, ne de solcu. Ama, bunlar henüz en kötü özellikleri değil. Bundan sonrası daha da felaket.
Kendine solcu, hatta sosyalist diyen öyle birini düşünün ki:
İzlediği stratejilerin gereği olarak Yakın ve Orta Doğu'yu ve bu arada Türkiye'yi de kafasına göre şekillendirmek uğruna milyonlarca insanı katletmekten çekinmeyen ABD ile hiçbir sorunu olmasın.
Öyle bir sosyalist düşünün ki, Türkiye'yi adım adım bir dinci diktatörlüğe götüren AKP ile bir sorunu olmak bir yana, sımsıkı yanında yer alsın. O AKP ki, artık Arap ülkelerinde bile 'Amerika'nın taşeronu' olarak adlandırılmaktadır.
Öyle bir solcu düşünün ki, Taraf gibi bir gazetede hiç rahatsız olmadan yazı yazsın. Bu 'görevli' gazete, toplumu ABD kendi çıkarlarına göre dönüştürürken engel olabilecek kesimleri tasfiye etmeyi amaçlayan Ergenekon, Balyoz ve Odatv davalarında tüm insan haklarını ve hukuk kurallarını çiğneyerek en inanılmaz kara propaganda yayınlarını yapmaktan çekinmedi ve buna devam ediyor. Böyle bir gazetede yazıp da solcu hatta sosyalist olduğunu söyleyen biri gülünçtür. Ama bir trajedi de yaşamaktadır, çünkü durumunun farkında değildir. Sadece son derece çatlak biri hiç rahatsız olmadan hem solcu geçinip hem de emperyalist güçlerin düdüklüğünü yapar.
Ama, kendisinin Türkiye Cumhuriyeti ile, Atatürk ile,
daha kolay yönlendirebilmesi için Türkiye'de dinci rejim kuracak bir partiyi AKP adlı bir parti kurdura
